31 Ekim 2010 Pazar

31 Ekim 2010, I, Evde Kalmış Kadınlar

Evde Kalmış Kadın
Bugün aile yemeği vardı.
Her pazar var. Saraydan kalma bir gelenek işte.

Hayattaki en büyük dayanağım, can dostum, kedilerine baktığım biricik kardeşim yazılarımı çok beğenmediğinden bahsetti. Her gün yazmamamı, kıtlık psikolojisi oluşturmam gerektiğine değindi.
Gerçekten on binlerce insana her gün aynı tadımlığı vermemek lazım aslında.

Kadınlara, evde kalmış, ilişki peşinde koşan kadınlara değinirsem talebin artacağını iddia etti.
Ben de bugünki konumun başlığı olarak "Evde Kalmış Kadınlar"'ı kullandım. Kullandım ama bu konuya değinmek gibi en ufak bir niyetim yok. İddia ettiği gibi başlığa bakıp yazıya dalan olacak mı merak ettim. Bir de yazının girişinden biraz heyecanlanıp mutlu olsun diye :) Bu satırları okurken yüzündeki değişikliği görüyor gibi oluyorum.

Aslında ilişki konusu her zaman insanları birbirine bağlayan bir konu. İki insan bir araya geldiği zaman saatlerce ilişkiler konusunda konuşabiliyor.
Son on senedir içinden geçiyor olduğumuz tekno-(d)evrim ilişkilerin adına leke sürdü.
Eskiden birini görmek bulmak için heyecanlanıp bin dereden su getiren insanoğlu bugün sadece klavyede aradığı ismi girerek sonuca gidebiliyor. Bunun sonucu da kaçınılmaz olarak enflasyon.

Enflasyon olunca ilişkilerin değeri düşüyor. Kimse karşındakinin değerini bilmiyor. Doğası itibarı ile doyumsuzluğun esiri olan insanoğlu şekeri alınmış çiklet gibi elindekini atıp yeni insanlara koşuyor.

Günmüzde ilişki kavramının bi itibarı, bi gururu kalmadı bana sorarsanız.
Yakın çevremde gözlemlediğim ilişkilerin bir çoğunun da samimiyetine inanmıyorum.

Bu yüzden bu konuya çok değinmek taraftarı değilim; ben ilişkinin layıkı ile yaşanılması taraftarıyım.

Neyse pazar pazar can sıkmaya gerek yok. Her Roland Emmerich filmine olduğu gibi her zaman bir ümit vardır.

Elbet tekrar değer bilmeyi öğreniriz...

--------

Cadılar bayramı coşkusu yaşadığım ultra elit siteyi sarmış durumda, etraf kapı kapı dolaşan çocuk kaynıyor, inanamıyorum...

Bu salak ve amaçsız yazıyı Cadılar Bayramı coşkusuna ortak olmak için burada kesiyorum.

İyi Haftalar Dilerim

3 yorum:

  1. sevgili yakocum.. blogunun adı yakolu günler ama bence yakolu gecelerden bahset bize biraz o kırmızı noktalı gecelerden...

    YanıtlaSil
  2. sevgili yako, boyle birseyden bahsettigini hatirlamiyor o dostun ama cok tesekkur ediyor, yuzunde o bahsettigin ifade olusmus :)

    YanıtlaSil
  3. Benim blog'um senin blog'unu dover.

    YanıtlaSil