31 Aralık 2010 Cuma

31 Aralık 2010, I, İyisi ve Kötüsü ile 2010


Uzun zamandır siz sevgili okuyucularımı sahipsiz bıraktığımın farkındayım sevgili Yakocanlarım ancak bunun da bir sebebi var ve zaman içinde sizlerle de paylaşacağım. Sizi bundan sonra bu kadar uzun aralara mahkum etmeyeceğim. 

Umarım yeni seneniz bunun gibi dört kadınla paslaşarak geçer...







İkibinon senesinin bu son gününde seneye damgasını vuran olayları irdelemek istedim. İkibinonun önemli olayları ve bu olaylar hakkındaki fikirlerimi sizlerle paylaşacağım.
Tabi ki de koskoca ücyüzaltmışbeş günün içindeki en önemli gün yirmi ekim ikibinon olmakla beraber, bir çok kadın ve erkeğin aydınlandığı ve birbirlerini tanımak açısından büyük yol katettikleri gündür, Yakolugünler'in açıldığı gündür.






Bunun dışındaki önemli olaylara bir göz atalım.

Sanırım Penguen dergisinde bununla ilgili bir espri çıkmıştı, bir çok insan sigarayı bırakamamaktan muzdaripken Deniz Baykal'ın partisini bırakması dikkat çeken ve belli bir kesimi son derece sevindiren bir olay olsa da, halefinin sinameki hal ve duruşu rüzgarın çabucak dinmesine sebebiyet verdi. Türkiye'nin gidişatını değiştirebilecek bir olay Deniz Baykal'ın yatak hayatı dedikodularının gölgesinde kaldı ki; muhalaefet konusunda zayıf kalan bir liderin sinirini yatakta çıkarması zaten kaçınılmazdı.



----

Son günlere damgasını vuran Wikileaks olayı ile ilgili olarak tamaman devletlerin yanındayım. How I Met Your Mother dizisinden fırlamış olan Julian Assange'in tipi sempatik dursa da, bu kadar derin sırları herkesin bilmeye hakkı olduğu düşüncesi ile haretek etmesi sadece kendini haksız duruma düşürür. Pis ibne, her ailenin, sonra her toplumun ve devletin kendine göre oyunları ve sırları yok mu? Sanki biz de tüm hükümetleri sütten çıkma ak kaşık sanıyorduk... 

----

Dünya Basketbol Şampiyonasında aldığımız ikincilik derecesinden sonra oyunculara verilen ödül göz doldurdu, hayaller kurdurttu. Kimse güzel yurdumuzun iyi sporcu yetiştiremediğinden yakınmasın, bu paraları gören kesim çoluğunu çocuğunu vakit kaybetmeksizin spora yazdırmıştır bile. Gönül ister ki dünya çapında diğer önemli spor dallarında da uluslararası başarılara imza atalım. Mesela curling... 

----

İsrail'in Mavi Marmara gemisine saldırması her ne kadar insanlık dışı gibi dursa da nush ile uslanmayanın hakkı tekdir gibisinden bir şey demek geliyor içimden. Her ne kadar gösterilen tepki barbarca olsa da unutmayın ki her erkek kendi ailesini korur; onca uyarının üzerine hala daha adamın gözüne çomak sokarcasına sularına gemini sokarsan, onlar da sana sokarlar. Şunu da unutmayalım ki Filistin'e en çok yardımı yapan da İsraildir. Din savaşlarından rant sağlamak adına cahilin gözüne yalan yanlış bilgi sokan kurnaz zihniyete.... laf yok.

----

Oniki eylül referandumu ve bundan evet çıkması. Birinci RTE dönemi (lale devri). Halkımız iyisi ve kötüsü ile bu hükümeti ve eylemlerini benimesmiş durumda. Renklerini bir türlü anlayamadağım bu adamlar sanırım bulundukları konulmarın rahatlığı ile biraz renk değiştirmiş durumdalar. Yoksa milletin gözünün içine baka baka Demokrasi bir tren diyen bir şahsı baş tacı etmek Cumhuriyet temsilcilerine ne kadar yakışıyor bilinmez. Yazık ki diğerleri taht kavgası yapa dursun, bu adamlar iş yaptılar eylem yaptılar ve kendilerini sevdirdiler. Kabadayılığın Yakolukta yeri yoktur ancak insanlar böylesinden hoşlanıyorsa yapacak bir şey kalmıyor. Kabul etmek gerekir ki Türkiye dış politika konusunda 50 senedir bu kadar aktif ve popüler olmamıştı. Allah sonumuzu hayır etsin.

----

Suudi Arabistan'da bakire kızların spor yapmasının yasaklanması olayı daha çok sıcak. Benim tek tereddütüm bu kadar kadının(pardon kızın) spor yapıp yapmadıklarını ne şekilde denetleyecekleri. Umarım kaş yaparken göz çıkarmazlar.

----

Fenerbahçenin şampiyon olması. Yani en azından bir kaç saniye için. Akabinde aşk-ı Memenun sona ermesi ve Şürkü Saraçoğlu'nda "Bihter Ölmemiş" anonsunun yapılması. Bu sene duyduğum en iyi esprilerden birisi idi. Yazık ki yapan ben değildim... Olsun daha iyisini yaparım.

----

Şilideki madenci olaylarına da değinmek istiyorum. Adamlar ne güzel bir operasyon yaptılar nasıl da kurtardılar işçilerini. Sadece tebrik ve takdir...

----

Her seneki doğal felaketler ve afetler tabi ki yine üzdü ancak bunların arasında bir tanesi vardı ki insanlığın ne kadar komik durumlarda ne kadar aciz durumlara düşeceğini bir kez daha gösterdi. Masum masum  sigaranızı tüttürürken nereye olsa dökebileceğiniz küllerinizin havada koca bir bulut oluşturması tüm dünyada ulaşım sıkıntılarına sebebiyet verdi. O sigarayı içen bayağı dev birisi olsa gerek ki, puro içse neler olacağını düşünmek bile istemiyorum.

----

Doğal felaketlere değinmişken, Yakolugünlerin kötü bir taklidi olan Yakiyeligünlerin yayın hayatına merhaba demesini de unutmamak lazım. Yako'nun kötü bir özentisi ve taklidi olan bu blog da, çok değil; benden bir hafta sonra açıldı. Zaten bu blogun sahibi arkadaş ben piyano çalmaya başladığımın ikinci günü yatağının altındaki tozlu orgunu çıkarıp çalmaya çalışmıştı... Tabi ki o zaman da becerememişti.

----

Iphone son modeli ile yine satış ve pazarlama harikaları yaratıyor. Bunu nasıl yaptıklarını bir türlü anlayamasam da sanırım son zamanlarda tasarım forteleri ile ön plana çıkan bu elma şirketinin atakları tüm dünyada ders olarak okutulmalı. Hoş yazılım konusunda da son derece ilerideler. Yine de kıçına don alacak hali olmamasına rağmen parasını bu tür işlere yatıran yurdum zihniyetini yadırgamışımdır. Aklınızdan "onun için prestij ama o" gibisinden balık düşünceler geçtiğini görebilsem de, benim için bu zihniyeti yadırgamama sebebi değildir.

----

Ipad'i de unutmamak lazım. Yakında i-tampon da çıkar.

----

Mükemmel yemek pişirmek için ünlü döküm pişirme gereçleri şirketi Hecha agresif bir şekilde piyasa girdi, çok insan lezzeti yeniden yorumladı. Bir iphone çılgınlığı olmasa da; yakındır.

----


Senelerdir beklenen U2 koneri de bu sene gerçekleşti. Bu konserin şüphesiz en güzel olayı insanların U2 seyretmek için para vermiş olmalarına karşın bir tutam Zülfü Livaneli dinlemeleri ve atmış bin kişinin yiğidim aslanım burada yatıyor adlı bir şarkıyı söylemeleri oldu. Yine bu atmışbin, hükümeti protesto etti. Yoksa bu atmışbin kişi protestan mı?

----

Yako hayatında yeni bir sayfa açtı...

----

31 aralık 2010, Yako senenin son yazısında yoruldu ve burada kesme kararı aldı. Kim bilir daha ne çok olayı unuttuk ve ihmal ettik. İyisi ve kötüsü ile bu salak sene de bitti. Salak diyorum, ekonomik açıdan zor bir seneydi. Ümit ediyoruz ve bekliyoruz ki ikibinonbir de her şey gönlümüzce olsun.

Mutlu seneler

Yakonuz
yakolugunler@gmail.com

20 Aralık 2010 Pazartesi

20 Aralık 2010, I, Pozisyonlar

Çok iyi tahmin edebiliyorum ki her Yakoseverin aklına "pozisyon" sözü edildiğinde, insanların genel durumlarda içlerine düştükleri poziyonlar geliyordur. Yako okuyucusu seviyelidir, kalitelidir ve dirayetlidir. Nitekim Yako kendisi böyle değildir ve cesurdur. Tabi ki siz Yakoseverleri hayalkırıklığına uğratmayıp yatak poziyonlarına değineceğim.

yüzüstü uyuma; en yaygın uyku poziyonlarından bir tanesi olup nefes alıp vermek konusunda biraz sıkıntı yaratır. Yastık buradaki yegane partneriniz olsa da bacak arasına alınabilen yorgan ve dağınık çarşaflar da.....

!!!!!

Yatak poziyonları tabi ki. Ancak bu şekilde değil. İki kişi yatakta paylaşımda iken faydalandıkları poziyonlara değinelim.

misyoner (vazifeci)

katılımcılar : bir kadın bir erkek
yaş aralığı   : 10-70
mekanı        : ebeveyn yatak odası
uğurlu sayı : 20dk

İşte doktorluk mesleğini temsil eden yılanların sembolik bir resmi; cinselliğin big bangi misyoner, yani vazifeci pozisyonu. 
Bu pozisyona seks 101 demek de çok aykırı olmaz işin aslı, zira güzelliği ve işlevselliği basitliğinde yatar. Her yaş katılmcı grubu için yorucu olmaktan uzak, tempolu ve etliki bir birleşme yöntemidir. Doğum kontrol açısından çok sağlıklı olmasa da seks ile yeni tanışan erkekler için bir nevi alıştırma niteliğinde olan bu pozisyon, zaman içinde adının hakkını veriri ve adeta bir vazife olamaya başlar. 
Nasıl ki kadınlar otuzlu yaşlarında cinselliklerini keşfederler, Amerikayı yeniden keşfetmeye gerek yok (erika hariç), siz erkekler bu poziyondan sıkıldığınızı anladığınızda kadınınınız çoktan bazı oyuncaklarla kendine yeni bir pozisyon bulmuş olabilir bile. 

Yani zamanı çok geçirmeden bunun bir vazife olduğunu anlamanız hayrınıza olacaktır ki olayı tekdüzelikten çıkarıp farklı formatlara sokabilesiniz.
Herşeye rağmen yiğidi öldürüp hakkını yememek gerekir ki bu gerçek, vazifeci pozisyonu için de geçerlidir. Her erkeğin önce kendisini sonra da dişinisini kontrol etmesini öğreten bu temel pozisyon, bütün diğer poziyonların anasıdır ve kız erkek milyonlarca yavrumuz bu pozisyon sayesinde cinsellik ile tanışmış, ve bu tanışıklığını bir ömür sürdürmüştür.

Vazifeden sıkılındığında farklılılar aranıp yeni poziyonlar keşfedilmek durumunda kalınmıştır.


woman on top (üstteki kadın)


katılımcılar   : 1 kadın, erkek sayısı değişebilir
yaş aralığı     : 20-50
mekanı          : her yer olabilir
uğurlu sayısı : 3




Her başarılı erkeğin altında bir kadın yatıyorsa, yandaki resimdeki erkeğin iş hayatını düşünmek bile istemiyorum sevgili Yakocanlar. Kaldı ki her önerme her dönem aynı anlamda kalacak diye bir durum da yok. Günümüzün agresif kariyer kadınları aslında bu önceliği daha çok önce vazifeci pozisyonundan sıkılıp erkeklerin elinden daha yatakta almışlardı. İşte başarılı kadının pozisyonu...

Tabi her ne kadar bunu kadınlara bir lütuf olarak sunuyor gözüksek de, aslında başka poziyonlardan nefes nefese kalmış olan biz kondisyon yoksunu erkekler bu poziyonu bir pit stop olarak değerlendirir ve kendimizi dinlenmeye çekip sahayı kadınlara bırakırız. Her türlü riskinden ve tehlikesinden haberdar olsak da (bkz. yakolugunler, seks kazaları) yine de insanın temel ihtiyacı nefestir. O nefes, kandaki o oksijen olmasa cinsel birleşme de söz konusu olamaz çünkü yanmayı sağlayan oksijendir.

Kontrolcu akrep kadının tercihi olan bu pozisyon erkek açısından daha önce belirttiğimiz tehlikeleri taşısa da kadın açısından daha kolay ve çoklu doyum imkanı tanıyacağından ev erkeğin namının yürüyeceğinden, son nefese kadar devam ettirilecek, ve sonra tüm takdirler kabul edilecektir. 

Bu pozisyona büyük göğüslü kadın ile girmek ekstra heyecan yaratıp premature ejekulasyon olayına sebebiyet verecektir ki, iyi ve de kötü tarafları vardır, seçim size kalmış...

Bir diğer unutulmaması gereken nokta ise ellili yaşlardan sonra kemik erimesi ve kireçlenme riskinden dolayı denenmesinin pek de tavsiye edilmemesidir.



doggy   (karabaş)

katılımcılar    : bilindiği kadarı ile 1 kadın 1 erkek
yaş aralığı      : kadın için 30 sonrası , erkek için her yaş mübah
mekanı           : kopek klubesi 
uğurlu sayısı  : normal bir poziyonun uğurlu sayısı x 7

Bu pozisyonun en büyük artısı adının nereden geldiğidir. Bir köpek yaşının insan yaşının yedi katı olduğu düşünülecek olursa; 10 dakikalık bir birleşme tam tamına bir saat on dakikalık bir etki yaratacaktır ki mühendislikte biz buna kusursuz verim deriz; ancak böyle bir şey yoktur.

Yurdum kadını bu poziyonu aşağılıyıcı bulduğu için diğer tüm değişiklikleri denemeden bulaşmaz. Ne zamanki farklılık zamanı gerçek anlamda gelmiştir, o zaman erkeğinin önünde eğilme fikri de o kadar rahatsız edici gelmez ki aslında en yoğun ve etkili poziyonlardan biridir. 

Ancak bunların dışında adının rahatsız ettiği de bir gerçek, kaldı ki kopekler birleşmeden sonra belli bir süre birbirlerine yapışık kalırken insan erkeği birleşmeden sonra kaçacak delik arar. Zaten pozisyonun şekli itibarı ile bu ismi almış olması da biraz uygunsuzdur ki güreşteki gibi arkadan ters saplama gibi bir terim daha uygun kaçabilir.

Çiftlerin yüzlerini görmemesi diğer pozisyonlara nazaran biraz daha şefkatsiz kılsa da, kadınların düşündüğü gibi onlar arkalarını döndüklerinde arkalarından komik suratlar yapmıyoruz. Yani bu pozisyona geçmiş olmak demek aslında bir çok çift için birbirlerine olan güven problemleri ortadan kalkmış da demektir. Yani yine adı gibi olgun bir pozisyondur ( !)



----------


pozisyonların sonu yok sevgili Yakocanlar. Bundan sonra her pozisyon yazısında üç pozisyona değineceğiz. Bugünlük bu kadar. 


Sevgiler Saygılar

Yakonuz
yakolugunler@gmail.com



15 Aralık 2010 Çarşamba

15 Aralık 2010, I, Yakolar da Sever

Louis Alberto Hatırladığım Kadar Yakışıklı Değil
Cocukluk yıllarımda ( ki bir çoğunuzun bebeklik yıllarına denk gelir) TRT 2'de yaklaşık yüz yıl süren bir dizi vardı. Son bölümünün oynadığı gün memelektte ihtilal zamanaymışçasına sokaklar bomboştu ve insanlar Louis Alberto ile Marianna arasındaki aşkın ne şekilde sonuçlacağını merak ettiğinden evlerine kapanmıştı. Ben özel ders alıyordum(hayatım boyunca her zaman aldım) ve dersi uzatan hocayı evden kovdum. Nasıl böyle bi aşka kayıtsız kalabilirdi ?

Bu efsane dizinin adı "Zenginler de Ağlar" idi. Yakonuz sizin için üşenmedi ve orijinal ismini de buldu : "Los Ricos También Iloran"

O zamanlar şimdi ki gibi s.kini sallayınca diziye çarpmıyordu tabi ki. Diziler bizler için değerliydi. Bugunki gibi milyonlarca kanal olmadığnıdan dolayı ehven-i şer minvalde yayınlanan çizgi ve normal filmler bizim için çok değerliydi.

Her tembel çocuğun sıkı sıkıya sarıldığı bir Voltran ve He Man gerçeği vardı. Kaldı ki o kadar salak bir çcocukluk geçiriyormuşuz ki etraflarında bulunan insanların nasıl olur da He Man ile Prens Adam'ın aynı insan olduklarını anlamamaları bize batmıyordu. Clark Kent bile Superman olmadığı zamanlar gözlük takıp saçlarını inek yalamış gibi yana yatırdığından o kadar yadırgamıyorduk ancak He Man gerçeğini anlamamak, jenerasyon olarak bizim salak olmamıza delalet eden bir gerçekti.

İskeletorun bir vucudu olmaması konusu da benim her daim canımı sıkan konular arasındaydı. Bu vucutusz yaratık her bölümde He Man'e bi alicengiz oyunu çekmeye kalkar ancak kaybederdi. Bölüm sonunda He Man, İlber Ortaylı ağırılığı ile çıkıp iki dakikalık bir ders verirdi.

Voltran'da ise ehliyetsiz bir çocuk vardı. Onun da adı Pidge di sanırım ki yine hepimiz Piç diye dalga geçerdik. Üstelik gerçekten de aslan kullanacak yaşta değildi ki muhtemelen üstün bir tarafı vardı ki beşyüz milyon dolarlık robot aslana kumanda edebiliyordu.
Voltran denen teneke yığını aslında tam bir dallamaydı çünkü düşmanlarını katletmekte kullandığı yegane yöntem kılıcı ile onları ortadan ikiye ayırmaktı, ki bir zaman sonra bizleri ekrandan soğutsa da kalbimizde ayrı bir yer bıraktı.

Haydi bunlar çizgi filmdi dedik anladık da... McGyver denen adamı nasıl yedik o tam bir muamma. Tuvalet kağıdından bomba yapan bir adamı senelerce heyecanla seyrettik. Dönemin diğer dizilerini saymıyorum bile ki, bir kara şimşek gerçeği hala daha biz erkekleri heyecanlandırmaktadır.

Atlantisten gelen bi lavuk vardı, onu değerlendirmiyorum bile.

Fazla çizgiden çıktığımı sanıyorum ki, babalarımızın dolaplarında bulduğumuz porno filmlere getirmek istedim konuyu. Zamane bizleri açısından büyük bir travma olan ebeyven dolaplarında porno film bulmak, biz cocukları kendi pipilerimizin boyları konusunda derin felsefeler oluşturmaya itmiştir. Her ne kadar ergenlik sonları bu sorular ortadan kalktıysa da çocuk olarak yaşadığımız bu şoklar uzun süre hayatımızda izlerini bırakmıştır.

--------

Yakonuzun hayatı da bu dizileri gibidir işte sevgili Yakocanlar. Nasıl ki zenginler de ağlar, Yakolar da sever. Yazılarımı takip eden okuyucularım benim bir insan olduğuma akıl sır erdiremiyor olabilirler belki ama, kanıyla canıyla ve de kalbiyle ben de bir insanım ve nihayetinde sevidim mi bir tanesini severim.

Kaldi ki genel anlamda benim takık olduğum konuların başında zaten insanların ne istediklerini bilmemeleri gelir. Arzı da talebi de iyicene kavradığımızda ne istediğimizi de çok iyi bilir. Ne istediğini bilen insan ise efektif bir şekilde verici olur ve dinamiklerini ona göre oturtur.

Bu yazıyı toparlamak için sanırım tek bir cümle kalıyor,

Çocukluğunda çok dizi seyreden, büyüyünce ne istediğini çok iyi bilir :)

sevgiler saygılar

yakonuz
yakolugunler@gmail.com

12 Aralık 2010 Pazar

12 Aralık 2010, I, Seks Kazaları

Bu başlığı görüp de İngiltere'nin Sussex, Essex ya da Middlesex gibi kimi kazalarından bahsedeceğimizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Zaten nasıl olur da bir ülkede seksle son bulan bu kadar çok şehir/bölge olur ben de anlamıyorum. Gerçi  tarihlerinde toplu zina olan, FUCK(Fornication Under Control of King) kelimesinin mucidi İngilizler'den başkası yapmış olsaydı anlamsız olurdu.

Hal böyleyken en çok seks kazasının İngiltere'de olduğu bir gerçek, yataktaki kazaların yanında coğrafi olarak da bu konuda üstünlük kurmuşlar. Bunun dışında dünyanın her yerinde seks kazaları hemen hemen aynı yoğunlukta olur ve can sıkıcıdır.

Diğer kazalara kıyasla daha masum ve ölüm oranı daha düşük kazalar olsa da seks kazaları da nihayetinde kaza olduğundan Yako tarafından ele alınacaktır, şayet ilerde biraz daha genelleme yapmak gerekise seks köyleri hakkında da bir yazı yazabiliriz.

-------------

En kötü üçüncü senaryo sevişme esnasında anneye yakalanmaktır. Günümüz anneleri her na kadar sex and the city özentisi, large ayaklarında olsalar da kimi durumları onların da mideleri kaldırmayabilir. Anneye basılma durumda erkek için yapacak tek şey utancından kıpkırmızı olup yorgan altına saklanmak olacaktır. Olayı esprili bir şekilde kıvırmaya çalışıp "bize katılmaz mısınız?" gibisinden espriler yapmak, fiziksel anlamda yaralanmalara sebebiyet verebilir. Olgun bir şekilde mahalden sıvışmak ve olayın etkileri dinene kadar kendini unutturmak yapılacak en akıllıca şeydir.

En kötü ikinci senaryo ise babaya yakalanmaktır. Babaya yakalanma ciddi bir ölüm tehlikesi taşır ancak babanın ve kızının yaşına göre durum değişir. Şayet ortada yetmişini geçmiş bir baba var ise ölüm tehlikesi onun için var olmaktadır ancak baba ellili yaşlarda ise ölüm tehlikesi yakalanan için söz konusudur. Kadının yaşı  yirmilerinde ise sorun ciddidir ve hemen kaçılmalıdır ancak kırklarındaki bir kadın babası tarafından basılıyorsa o kadında bir terslik vardır. Babaya yakalanma kazaları genelde çatı katında kapısı olmayan çok katlı evlerde yaşanır ve tedbir olarak evcil hayvan kullanımı iyi sonuçlar verebilir.

En kötü yakalanma senaryosu ise sevgiliye/kocaya yakalanmaktır. Burada sorun çok yönlüdür. Ortadaki problem beş bilinmeyenli denklem gibidir ve her türlü hayati ve vefati risk bulunabilir. Bu konuyu iki olgun erkek olarak tartışma teklifi karşı tarafı daha da kızdıracağından akıllı davranıp en kısa yoldan kapıyı bulmak gerekir ki, hayatın ne zaman ne getireceği belli olmadığından her zaman biber gazı taşımanın faydaları hatırlanmalıdır.

Kırık Penis; anın akışı ile çoktan kendinen geçmiş ve etrafında olan bitenin farkında olmayan akrep kadınlarının işi rodeoculuya bağlaması durumunda görülür. Kolay kolay kırılmayan pipi, üzerindeki kadının yanlış bir hareketi ile ebediyen işlevini yitirebilir. Bu kazada bir kez tutturamamak, bir daha asla tutturacak pozisyona giremeyeceğiniz anlamındadır ki mutlaka korunmanız gerekir. Tedbir olarak akrep kadınlarından uzak durmak önerilir ancak beraber olunacak kadının burcunu değiştiremiyorsanız altta olmamak faydalı olabilir.



İstem Dışı Vajina Kasılması ve her nedense sonrasında açılmaması. Halk arasında Siyam Sevişmesi adı ile bilinen bu kazanın en riskli ve en komik tarafı cümbür cemaate rezil olmaktır. Bireysek olarak araç kullanmak mümkün olmadığından ve bir tanıdıktan yardım isteme yüzünüz de bulunmadığından ya bir taksi ya da bir ambulans çözüm olacaktır ki, torunlarınızın torunlarına malzeme olacak bir madaralık derecesidir. Dahası büyük dedemle büyün ninem bir kez birbirlerine yapışıp kalmış diye anılmak hiç de hoş olmayacaktır. Allahtan çoktan ölmüş olunacaktır. Bu istem dışı için alınacak bir önmel malesef yoktur. Hiç yatağa girmemek bir seçenektir, ama öyle de yaşanmaz.

Cinnet; Her erkeğin kabusu parterinin cinnet geçirip pipisini kökünden kesmesidir. Gazetelerin üçüncü sayfalarını her daim süsleyen bu kazalara yurdumuzda çok sık rastlanmaktadır. Yurdumuzda bir, binilen dalın kesilmesi merakı zaten söz konusudur ki, neden böyle bir eğilim olduğunu ben bunca zaman bulabilmiş değilimdir. Namus kaygıları ve günden güne büyüyen intikam açlığı bu durumun en büyük sebebi olabilir. Önlem olarak partnerinizi aldatmamanız, ya da bekaret kemeri kullanmanız tavisye edilebilir.

Çocuk; Cinsel birleşmenin mayalanması ile çocuk denen kaza musallat olur. Son derece tehlikeli ve istenmeyen bir durumdur. Doğum kontrol yöntemlerine gerekli önemin verilmemesi ve bir anlık zevkin aldatıcılığına kurban gidilmesi sonucu ortaya çıkar. Normal şartlarda iki kolu, iki bacağı(duruma göre üç), gövedesi, kafası, el ve ayakları vardır. İstekleri hiç bitmez ve sürekli bakım gerektirir. Üstelik büyüyüp adam olacağı ve huzurevi günlerinizde size destek olup olmayacak nitelikte faydalı bir insan olup olmayacağı da bir muammadır.  Önlem olarak bir kardeş önerilebilir.


----------

Siz siz olun bu durumlar için olmaz olmaz demeyin sevgili Yakocanlar. Unutmayın, kazanın nerede ne zaman olacağı belli olmaz. Adı üstünde kaza. Tedbiri hiçbir zaman elden bırakmayın.


Sevgiler Saygılar

Yakonuz
yakolugunler@gmail.com

8 Aralık 2010 Çarşamba

8 Aralık 2010, I, 5 duyu, 6 his

Aceleniz neden ?

Kadınlara da erkeklere de soruyorum? Aceleniz neden?
Biraz kafanıza uygun olduğununu düşünüdüğünüz biri ile karşılaştığınızda bir hale mensup olmak için balıklama atlamak neden?

Beklemenin canı mı çıktı?

Telefon başında beklemekle geçen saatler, arasam mı aramasam mı diye düşünülen zamanlara ne oldu?
Biz büyüdükçe hayat da büyüdü değil mi?

Herşeyi tüketmeye başladık. Önce madde halindeki dünya kaynaklarını; insanları ve en önemlisi... Zamanı...
Tüketmek bu kadar kolay olunca bi tarafınız da o kadar kolay tutuşuyor, hemen bir baltaya sap olmak istiyorsunuz değil mi ?

İstiyoruz ?

--------

Hayır.

Bekleyeceksin.
Sabredeceksin.
Tanıyacaksın. Tanıdıkça seveceksin ve sevdikçe daha çok isteyeceksin. Biraz peşinde, biraz etrafında koşacaksın istediğinin. Bazen bir adım önünde, bazen de bir adım uzağında olacaksın. Sabırla, emekle o ateşi orada tutacaksın.

Tüketmeyeceksin hemen, söndürmeyeceksin.

----------

Ey önüne gelenle düzüşmekten şaftı kaymış erkek milleti;

Allah 5 duyu vermiş; kullancaksın!


Göreceksin önce kadını. Beğeneceksin. İsteyeceksin. Kaşına, gözüne, saçına, havasına bakacaksın. Belki dünyanın en güzel kadını değil, ama sen göreceksin. Sen isteyeceksin. Gördüğün zaman da bileceksin onun senin olacağını. Bileceksin istemeyi.
Eline, ayağına, bacağına bakacaksın; ayıp değil. Ruh ve beden birbirinden ayrılmaz, bütün hayatın o kadınla çıplak geçeceğine göre önce göreceksin. Çekinmeden, utanmadan isteyeceksin görmeyi. Gördükçe arzulayacak, arzuladıkça hoşlanacaksın.



Duyacaksın ondan sonra. Dinleyeceksin. Belki karşındakinin söyleyecek bir şeyi kalmayana kadar dinleceyeksin. İçini, dışını, hayatını, ailesini, derdini, tasasını, mutluluklarını, kaygılarını, heyecanlarını, amaçlarını, zevklerini... Ondan dinleyeceksin.
Sen konuşmayacaksın, dinleyeceksin sadece, zamanı gelince konuşursun. Saygısızlık etmeyeceksin, değersiz hissettirmeyeceksin; dinlemeden öğrenemezsin. Dinlemeden konuşamazsın.
Atlamayacaksın öyle boş boş. Dinledikçe bileceksin. Bildikçe tanıyacaksın, tanıdıkça hoşlanacaksın.



Dokunacaksın sonrasında. Yavaş yavaş, ürkütmeden. Korkutmadan. O hamle yapsa sen bekleyeceksin dokunurken. İleriye gitmeyeceksin. Elini tutacaksın belki. Belki kolunu bacaklarının üstüne koyacaksın. O kadar. Dokundukça titreteceksin içini. Yoksa siktir et zaten, uğraşma.
Parmaklarını gezdirekeceksin avcunun içinde, sonra ellerinde, kollarında ve yanaklarında. Nabzın hızlanıyorsa ne ala; ama durmasını da bileceksin doğru yerde. Durdukça daha çok isteyeceksin, daha çok istedikçe hoşlanacaksın.





Koklamadan bilemezsin senin olacak mı olmayacak mı? Saçlarını, kollarını, boynunu koklayacaksın. İçine çekeceksin kokusunu. Utanmadan, sıkılmadan. Bir ömür koklamayacak mısın o kokuyu? Sonrasında sıkılman daha mı az canını yakar? Teninden salınan o nazik kadın kokusunu alacaksın burnunla, yoracaksın beyninle. O kokudur tarifini yapan o kadının. Başkalarından ayıran, seni kendine çeken, azdıran ve çıldırtan o kokudur işte, koklayacaksın. Kokladıkça delireceksin, delirdikçe hoşlanacaksın.





Tadacaksın en sonunda. Tatmak isteyeceksin. Tattıkça da kaybolacaksın onun içinde, kendi içinde. Çıkmak istemeyeceksin kaybolduğun yerden. Orda kalmak, kaybolmak ve belki de saklanmak isteyeceksin. Kadının içindeyken kadının kalbini bulacaksın, o kalbi tadacaksın. En önemlisi beraber tadacaksınız en büyük zevkleri, arzuları. O noktada kalpler bir atacak, zihin ortak çalışacak, miskin bir şekilde. Sen kaybolukça onun içinde, senin içindeki hayvan da dışarı çıkarak. İşte bu sefer görmeden, dinlemeden, dokunmadan ve koklamadan sevişeceksin. Tadacaksın, tattıkça kaybolacaksın, kayboldukça hoşlanacaksın...

---------

Bu kadar duyu his olacak sonunda.

Bilmeden arayacaksın içinde. Bulmak için can atacaksın ve belki anlamayacaksın bulduğunda. Ama bileceksin orada olduğunu. Beş duyu kullandın, altıncısı da his olsun.
Beş duyuda hoşlandın altıncısı aşk olsun.

gördükçe arzuladın,
duydukça tanıdın,
dokundukça sabrettin,
kokladıkça delirdin,
tattıkça kayboldun,

hoşlandın...

hoşlandıkça sevdin;
sevdikçe aşık oldun...

Boş yere arama içine bir yerlerde ne oluyor oralarda diye;
Atlamadın azmettin, adam gibi tanıdın sabrettin. Sabrın sonu selamet; altıncısı aşk oldu.

Mezarda bitsin...


Sevgiler saygılar

yakonuz
yakolugunler@gmail.com

6 Aralık 2010 Pazartesi

6 Aralık 2010, I, Kadınlar Sözlüğü A-J

Nasıl ki hayatta bazı şeylerin tercümesi yoktur ancak mealleri vardır, kadınların da olarak tercümesi olması imkansızdır.
Her ne kadar bir erkekler kadınları kendi kalıplarımıza göre değerlendirip bu kalıplara göre hareket etmeyi tercih etsek de, aynı kavram on kadında on farklı anlama gelebilir. Binbeşyüzden fazla kadınla beraber olduğum için bunları sizin için çözdüm ve sentezledim. Bazı belli başlı kalıplar asla değişmiyor, şimdi alfabetik olarak bunlara bir göz atalım.

A


Aşığım Sanırım, anlamı; erkek arkadaşım son derece sıkıcı bir adam oldu ya da artık onu eğlenceli bulmuyorum. Hayatta beni eğlendirecek başka oyuncaklar lazım ve onlardan birisi olmaya seni aday görüyorum.

Aşkından Ölüyorum, anlamı; erkek arkadaşım beni terk etmek üzere, dolayısı ile benim de g.tüm atmaya başladı, benimle ilgilenirsen çok iyi yaparsın. Benim için.

Arkadaşlarını Yeteri Kadar Oldun Bulmuyorum, anlamı; senin de onlardan eksik kalan bir yarnın yok, kendine yakın zamanda çeki düzen vermezsen bir başkasının aşkından öleceğim.

Akşam Yemeğini Dışarıda Yiyelim, anlamı; bu akşam sevişeymeyeceğim çünkü regl oldum. Olmadıysam bile canım istemiyor. Evde birbirimize mal mal bakacağımıza gidip bir yerde adam gibi karnımızı doyuralım.

Ailen Benden Pek Hoşlanmadı Galiba, anlamı; annen ya da babandan birisi oğlak burcu mu? Rica ederim bu garip insanlarla bir daha beni muhatap etme. Senin de benim de canım yanmasın,

Alien Benden Pek Hoşlanmadı Galiba, anlamı; yaratık benden pek hoşlanmadı galiba.

Ayşe Beni Pek Sevmedi Sanırım, anlamı; Ayşe'yle ne zaman aranızda bir şey geçti? Hala daha yatıyor musunuz? Böyle karşı cinsten gereksiz arkadaşlarının sayısı artarsa benim sayım azalacak. Ayşe oğlak burcu mu?

Anahatarını Verir Misin?, anlamı; son erkek arkadaşı da beni s..ti bıraktı, kalacak yerim yok. Yeni bir erkek arakadaş bulana kadar sende kalmak isterim. Ya da düzenli sevişirsek aşkından ölebilirim.


B


Beni Ne Kadar Çok Seviyorsun, anlamı; s..tir git kendini erkek sanan insan müsveddesi. Arada sırada orada olduğumuzu hatırlat da kadınlığımızı bilelim. İlgisizlikten muzdaripim

Beni Hiç Aldattın mı?, anlamı; bugüne kadar kaç kişiyle yattın?

Beni Hiç Aldatmadın mı?, anlamı; bugüne kadar kaç kişiyle kalktın?

Bugün Eski Kız Arkadaşını Gördüm Bana Kötü Kötü Baktı, anlamı; o o..puyu görüğüm yerde yere yapıştırmak istiyorum ama karı katana gibi, cesaret edemiyorum.

Bu Akşam Eve Erken Gel Lütfen, anlamı; tabi ki de senle sevişeceğim için diil; unuttuğun doğumgünün için sürpriz parti hazırladım, istersen sen de bir zahmet orada ol.

Boyun Bir Önemi Yok, anlamı; ama işlev de yok ki sende...

Boyun Çok Önemi Var, anlamı; benden uzak dur.

Bende Bir Değişiklik Görüyor Musun?, hiç düşünmeden bu kadının saçına bakın ve ne kadar güzel olduğunu söyleyin. Ne de olsa platin sarısından kömür siyahına geçse farketmeyeceksiniz, bir kaybınız olmaz.



C


Cuma Sinemaya Gidelim mi ?, anlamı; artık biz de tüm sıradan çiftler gibi sıradan şeyler yapacak seviyeye geldik. Yakında nikahı da bastık mı son nefesi bekleriz beraber.

Cuma Namaza Gidelim mi ?, anlamı; ben kapanıyorum.

Cami mi Yaptırmış ?, anlamı; zengin mi ?


D


Dans Edelim mi? anlamı; ben fiziksel olarak güzel bir kız değilim.

Dua Edelim mi?, anlamı; ben kapanıyorum.

Demin Geçen Çocuk Çok Hoştu, anlamı; artık sana vermeyeceğim.

Dergilerde Çıkan Tiplere Çok Üzülüyorum Özel Hayat Filan Yok, anlamı; o dergilerde olmak için neler vermezim. Kim bilir belki ben de bir gün o sayfaları süslerim. Ve hoop, tabi ki sana artık vermem...

Dün Sana Tüm Gün Ulaşılamıyordu, anlamı; ne işler çevirdiğinden gayet haberdarım. Şu yüz milyon doların da olmasa burada bir dakika daha durmam.

Dün Aradım Seni Çaldı Ama Cevap Vermedin, anlamı; beş milyona da razıyım.

Diğer Kadınlarda Olup da Bende Olmayan Ne?, anlamı; nereme estetik yaptırmalıyım? parasını ver.

Dengesizin Tekisin!, anlamı; o..pu cocuğusun.

Denemeden Bilemezsin, anlamı; ben kolay veririm.


E


En Uzun İlişkin Ne Kadar Sürdü?, bu soru bu kadına ne şekilde yaklaşacağınız ile ilgili bir izlenim oluşturması için sorulan bir sorudur. İki sene ve üstündeki cevaplar yolunuzu açacakken, bunun altındaki cevaplar tereddütlere sebebiyet verecektir

En Çok Kimi Sevdin?, anlamı; hala daha onu seviyor musun ? Unutmuş olma şansın var mı ve beni daha çok sevebilir misin ? Oğlak burcu muydu?

Eline Almak İstemiyorsan Hareketlerine Dikkat Et, anlamı; otuzbir çekmek istermiyorsan hareketlerine dikkat et.

Eski Sevgilinle Arkadaş Mısınız ?, anlamı; Hangi sıkılıkta yatıyorsunuz? Bir daha onu görmeni istemiyorum yosa eline alırsın.

Eve Kaçta Geleceksin?, anlamı; Açık değil mi?

En Son Ne Zaman Biriyle Seviştin?, anlamı; İlk günden erken boşalacak mısın?

Evet, anlamı; hayır

Eve Gidelim mi?, anlamı; taksi param yok



F


Fizik Önemli Değil, anlamı; Para önemli. Sanki Türkiye de Brad Pitt cenneti de aranızdan seçim yapıcaz.

Fizik Önemli, anlamı; Kusura bakma senle olmuycak.

Fizik Önemli, anlamı; Newton, Einstein; rutherford gibi adamlara verebilirim.

Fark Yok, anlamı; Öncekiler daha iyiydi.

Filmi Çok Beğenmedim, anlamı; Neden ilk date'te beni sinemaya götürmek gibi salakça bir şey yaptın?

Filmi Çok Beğenmedim, anlamı; Seni pek değil...

Fevkaladenin Fevkinde Olmuş, anlamı; Yarın öbür gün cinsiyet değiştirebilirim, bana bel bağlayacaksan dikkatil ol

Farkında mısın Son Zamanlarda Başbaşa Hiç Vakit Geçirmez Olduk; anlamı; ikimizden birisi ya da ikimiz de aynı anda birisi ile yatıyor ama kim adam olup da ilk itirafı yapacak bakalım...


G


Geldin mi?, anlamı; boşaldın mı ?

Gel, anlamı; artık sıkmaya başladın yeter.

Geliyorum, anlamı; şu an içimden çıkarsan bir daha eline alırsın

Geldim, anlamı; çekilebilirsin

Geldim, anlamı; sen buna inanacak kadar salak bir adamsın

Güzel Buluyor musun Beni?, anlamı; evet belki güzel olmayabilirim ama babamın bir ton parası var ve tüm bunlardan vazgeçmeye g..ün yiyosa bana gerçekleri söyleyebilirsin.

Gidersen Bir Daha Gelme, anlamı; on bininci ayrılığımızda da aynı klişe lafları sarfedip aynı klişe kavgaları etmek istiyorum. Tabi ki de tıpış tıpış geleceksin.

Gidersem Bir Daha Gelmem, anlamı; ben de rest çekebilirim. Üstelik bahsettiğim gelmek senin anladığın anlamda değil, ona göre bir daha düşün.

Gelinliğimi Vera Wang'dan Almak İstiyorum; anlamı; birincisi ben evlilik düşünüyorum, ikincisi, zengin bir adamla evlenmeyi hedefliyorum. Eğer tüm bunları biliyor ve anlıyorsan, cümlede ingilizce gibi duran şeylerin ne demek olduğunu da biliyorsundur demektir.


H


Haydi Yatağa, anlamı; uykum geldi

Her Seferinde Aynı Şeyi Yapıyorsun, anlamı; biraz da beni düşünsen.

Hiç Aşık Oldun mu?, anlamı; Bana aşık oldun mu? Olmadıysan aşık olduğu o kimseyi hala daha düşünüyor ya da görüyor musun? Zaten yalandan bir cevap vereceğin için çok da üzerinde durmamak lazım. Onunla hala sevişiyor musun?

Hiç Bir Kadına Tokat Attın mı?, anlamı; Polis çağırmalı mıyım? Tehlikede miyim? Belki de bu çocuğu çok sinirlendirmemek herşeyin hayrına olur.

Hiç Bir Erkeğe Tokat Attın mı?, anlamı; Acaba kavgacı birisi mi? Olası bir durumda beni korur mu yoksa gereksiz olay mı çıkarır ?

Hiç Bir Erkekle Yatıın mı? anlamı; Senin başından beri ibne olduğunu düşünüyordum çok özür dilerim. Yoksa dilemeyim mi?

Hiç Evlendin mi? anlamı? Sorunlu bir tip misin? Sık sık boşanır mısın? Beni de canımdan bezdirip manyaklaştıracak mısın?

Hemen Gir Buradan!, anlamı; Erkek arkadaşım yolda, on dakkaya burada olacak.



I


Ilgaz Dağına Gittin mi Hiç?, anlamı; Coğrafyası iyi mi acaba ?

Istırancalar Pekiyi?, anlamı; Kafayı dağlarla mı yemiş?

Isırganotu Sever misin?, anlamı; gerçek bir doğa aşığı mı acaba?

Ikınmak Adetin midir?, anlamı; Ben uyurken tuvallette çok gürültü yapacak mısın?

Isırmayı Sever misin?, anlamı; Yatakta vahşi bir kedi mi yoksa mahsun bir muhabbet kuşu musun?

Irak Konusunda Ne Düşünüyorsun?, anlamı; Politik misin? Entellik, dantellik var mı? Varsa ne kadar iyi; sevişemezsek konuşacak konumuz olur

Irz Düşmanlarından Hiç Hoşlanmam, anlamı; Böyle geresiz bilgi vermek satır aralarını okuman adına bir mesaj olabilir.

Izdırap İçindeyim, anlamı; Birisi çok canımı yaktı, başımı omzuna dayayabilir miyim?

Irkçı mısın?, anlamı; Bir önceki sevgilim zenciydi, ona göre ayağını denk al.



İ


İlk Kaç Yaşında Bir Kadınla Seviştin?, anlamı; Bakalım kaç senelik tecrübesi var. Duruma göre ayar koyarız biz de...

İkimizi Çok Seviyorum, anlamı; Yakında kendimi şiir ve edebiyata verip iyice sıkıcı bir tip olacağım. Sana da bulaşmak ve bulaştırmak istiyorum

İğrenç Bir Adamsın, anlamı; Lütfen bundan sonra yanımda osurma, geğirme ya da burnunu karıştırma

İğrenmem Ben, anlamı; Ben de bir insanım. Ben de herkes gibi osurabilirim, geğirebilirim ancak burnumu karıştırmam. Yani benim yanımda rahat olabilirsin ancak benim rahatlığım seni biraz sıkabilir, şimdiden kusura bakma.

İnancım Kalmadı Bu İlişkiye, anlamı; Viagra da Levitra da Cialis de seni kurtamayacak artık. Zaman gitme zamanıdır.

İlk Seni Gördüğümde Anormal Etkilenmiştim, anlamı; Şimdiki gibi kel kafalı, kunduz s.kmiş gibi bi adam değildin. Zaman insanları nasıl da değiştiriyor... Spor filan yapsan iyi olur yoksa eline alırsın.



J


Jinekoloğa Gittim Bugün... , anlamı; hamile olma ihtimalim çok büyükmüş, şayet öyleyse parasını ödersin

Jinekoloğum Çok Yakışklı, anlamı; başka bir erkekler yatmak isteseydim eğer bu erkek jinekoloğum olurud. Kaldı ki başka bir erkekle yatmak istiyorum :)

Jean Paul Belmondo Çok Seksi, anlamı; tipe çok bakmam. beni etkilemek içiçn doğru zamanda doğru şeyleri yapman yeterli

Jean Paul Gaultier Çok Güzel Bir Parfüm, Hem de Unisex, anlamı; al da ikimiz de kullanalım

Jeneratörler mi Çalışıyor?, anlamı; Elektrikler kesilmiş olabilir mi?

Jartiyere Bayılırım, anlamı; Ben seksi çözdüm, yatakta anormal iyiyimdir. Bir seks delisiyimdir ve bunu da insanların gözüne sokmaya bayılırım. Gruba da gelebilirim.






Bu bilgiler ışığında kadınları daha iyi anlayacağınıza eminim sevgili Yakocanlarım.

K-Z çok yakında.


sevgiler saygılar

yakonuz
yakolugunler@gmail.com



3 Aralık 2010 Cuma

3 Aralık 2010, I, İşemek

Kadın Pisuvarı

Nasıl ki amca baba yarısıdır, işemek de boşalma yarısıdır sevgili Yakocanlar.

Mesane büyüklüklerine göre kıyaslandığında kadınlara göre daha az tuvalete uğyaran biz erkekler, kadınların yatakta sahip oldukları orgazm kalitesi nimetinin bir eşdeğerini pisuvarlarda yaşarız. Kaldı ki her kadın her zaman orgazmı tadamakla beraber, böbrek sorunu olmayan her erkek yarı boşalmayı son derece sorunsuz ve kusursuz olarak tadacaktır.

Uzun bir yolculuklta hemen her benzin istasyonunda durup işeyen kadın, bu eylemi sıklıkla gerçekleştirdiğinden bir erkeğin alacağı zevkin onda birini ancak almak yetisine haiz olmakta, ve fakat beş benzin istasyonundan birinde durup işeyen erkeğin mesanesinde birikmiş olan o nefis idrarın boşalma hazzı , fantomun on kaplan gücünde olması minvalinde, beş orgazm kalitesindedir.

Pekiyi ama hayatın bu cilvesinin sebebi ne olabilr. Neden kadınalr bu kadar çok işerken erkekler çişlerini tutmak konusunda en az bir İskoç kadar cimri olabiliyorlar?
Siz daha uyuyun o zaman, bir önceki yazımı okuyanlar bileceklerdir. Kadınlar bu kadar kolay hayır diyebiliyorlarsa bir bildikleri vardır. Onların kanallarında hareket hiç durmaz :)

------------

Şu bir gerçek ki işemek erkekler için gerçek bir nimettir. Yavaş yavaş idrar kesesinden bastıran çişin zamanla çıtayı yükseltmesi ve pipinin başına gelip de kurtulmak istediği anların eziyeti tartışılmaz derecede eziyetli olsa da, o çiş o yuvayı terkettikten sonra duyulan hazzın tarifi de bir o kadar imkansızdır.

Yoğunluk biriktikçe o kadar çok sıkıntı olur ki bir anda işeyemez erkek. Koşarak girilmiş bir tuvalette pantalon çözüldükten sonra işeme esnasına kadar geçen kısa bir şarj dönemi vardır. Bu şarj süresi her ne kadar saniyeler sürse de ciddiyetli bir süreçtir ve o esnada meydana gelebilecek kazalar günün sonunda testislerde ağrı ya da mesanenin prostatı uyarmasından kaynaklanan gaz hissi olarak geri dönecektir.

Starwars ile aşina olanlar bilirler, ben bu şarj ve akabinde gelen boşalma sürecini Death Star'ın Alderaan gezegenini yokedişine benzetirim. Buyurun videosu




Kadınlar da erkeklerin işemesinin nasıl bir şey olduğunu bu videodan kavrayabilirler. Bu şarj esnasında alt tarafta neler olup bittiğini tam olarak bilemesem de pipinin baş bölgesindeki o yoğunlaşma, bu videdodaki kaynaşan altı adet lazer tadındadır. Sonra tek bir kanaldan Marmara denizinde sonuçlanacak olan yolculuğuna başlar.

-----------

Tuvalete gidip gelen erkeğin en büyük sorunu, ellerini yıkmaya üşendiğinden ve muhtemelen de yıkamadığından dolayı, beraber olduğu kadına ellerin yıkamış havasını vermektir. Bunun için genelde azcık bir sabun ve iki parmak ucunu abdestleme yöntemi kullanılır ki, ben hayatta böyle bir şey yapmam diyen bir erkek yalancnının en önde gidenidir.
Kimi akıllılar da elleri hiç kirlenmasin diye oturarak işemeyi tercih ederler ki ileride prostat sorunu yaşamamak için son derece faydalı bir yöntemdir. Yakonuz çoğu zaman bu akıllılığı yapar.



Erkek bulduğu yere işemek gibi bir özgürlüğe de sahiptir. Bir kadını getirmek bin dereden su getirmeyi gerektirirken, bir erkeği yarı getirtmek için değil bin dere, bir su birikintisi, otlak ya da ağaç dibi, hatta kimi zaman duvar kenarları yeterli olacaktır. Zaman yönetimi konusunda iddialı bazı insanlar duş yaparken işerler ki, bu da inkar edilen ancak peşinizi asla bırakmayacak bir gerçektir.

------------

Karşınızdaki erkek gereğinden fazla tuvalete gidiyorsa ya çok içiyodur ya da gerçekten size karşı ciddi birşeyler besliyordur çünkü heyecanlandığında ya da mutlu olduğunda işeme eğilimi artan erkek son noktaya kadar durumu zorlasa da nihayetinde pes edip tuvalete gidecektir. Bu erkek tuvalete gidiyorum yerine lavaboya gidiyorum ifadesini kullanıyorsa süt çocuğudur, lanet edilesidir.

Üstelik erkeklerin işedikleri sürenin zamanını tutma gibi bir huyları da vardır. İlginç bir şekilde, garip bir gurur ifadesine bile sebebiyet verir. Tarihte üç dakika boyunca işeyen adamlar görülmüştür. Bu adamlarla sidik yarıştırmaya kalmak son derece fuzuli ve sonuç getirmeyecek bir çabadır.

-------------

O kadar ciddi konulara girip de hayatımızda bizi mutlu eden o kadar çok basit olayı unutuyoruz ki asılnda. Gerçeten Allahın Yakocanlara bahşetmiş olduğu nimetlerin hepsini saysak on kere buradan aya gidip geliriz. Tabi ki tüm bunler seksin yanında bir hiçtir ancak arada sırada hatırlayalım ve kıymetini bilelim.

 Bu gece herkes saat 22.00'de 1 dakika işeme eylemi yapsın.

Sevgiler Saygılar

Yakonuz
yakolugunler@gmail.com

30 Kasım 2010 Salı

30 Kasım 2010, I, Hayır Diyen Kadınlar

Kadınların biz erkeklere nazaran bu kadar kolay hayır diyebilmelerinin altında ne yatar hiç merak ettiniz mi ?
Ya da gerçekten altlarında bir şey yatıyor da onla tatmin olduklarından dolayı biz erkeklere daha mı kolay hayır diyebiliyorlar?

Sebebi her ne olursa olsun bir kadının bir erkeğe hayır demesi, bir erkeğin kadında desmesinden çok daha kolay bir olay. Hatta şu bir gerçek ki biz erkeklerin kadınlara hayır demek gibi bir merakı ya da bir lüksü yok bile.


Şöyle düşünün; ilk kez yiyiştiğiniz bir kadın ile, ki sizin için ne kadar değerli olursa olsun, ortam azcık alevlendikten sonra elinizin istem dışı gideceği yer neresidir ?

Aslında burada belden aşağı ve belden yukarı bölgeler olarak durumu iki şekilde değerlendirmek yerinde olabilir. Kaldı ki günümüzde belden yukarı bölgeyi sorun eden bir kadın varsa ya henüz ilkokulu bitirmemiştir, ya da kurdeleyi kesmeke için evlenmeyi bekliyordur.

Bu kadınlar hayatları boyunca bekleyip sonradan evlenemdiklerinde, fay hatlarında biriken bir enerji gibi enerjiyi biriktirirler ve deprem olarak açığa vururlar. Hayatım hemen her noktasında bu kadını tetkik etmek son derece kolaydır ki, iş hayatında ya da okul gibi sosyal ortamlarda kadının psikolojik haritası, iş arkadaşları tarafından çoktan çıkarılmıştır bile.

Hayır demenin sonuçları bu noktaralara kadar varabildiği halde kadınlar hala daha hayır demek konusunda gerçek birer duayendirler.
-------

Diyelim ki daha yaşınız genç, bel altı hamlesi yapacak kadar cesaret ve deneyim sahibi değisiniz. Güzel göğüslerden biraz bal almak istiyorsunuz.

Bir erkeğin sıkıntılı hayatı daha o noktada başlar işte. Dilli kaşarlı bir kaç romantik öpücükten sonra ister istemez elleri kızın göğüslerine tırmanan gencimiz, ustaca kelepçe takan bir polis memurunun elleri edası ile kızın elleri ile karşılaşacaktır. İşte hayatımızdaki ilk hayırlarda biri budur

Kızın elleri sizi bileklerinizden kavradığı gibi kararlı ama bir o kadar da kibar bir hareket ile ait oldukları yere geri gönderecektir. Bu ritüel üç ya da dört kez devam ettikten sonra mücadeleden sıkılan padişah çadırı halindeki erkek, pantolonunun üzerindeki lekelere aldırmadan kaderine boyun eğecek ve bacak arasındaki acılar ile mücadele etmek üzere mekanı terk edecektir.
-----

Gençlik dönemlerinde kızların hayır demesi için olgunluk dönemlerine nazaran daha fazla sebeplerinin olduğundan bu durum kabul edilebilir ancak yaş ilerledikçe kadının kararlılığında değişen bir durum olmaz.

Vucut kıvrımları ortaya çıkmış ve cinselliği ile ilgili her türlü keşfi yapmış olan kadınlar bile kendilerine engel teşkil eden bir durum olduğunu hissetiklerinde ya da henüz zamanı gelmediğini düşündüğü bir şeyler yapıklarına kanaat getirdiklerinde ( ki bu kanaat her an gelebiliyor), aynı kararlıklıkta davranma kabiliyetindedirler.


Şu bir gerçek ki "vermek" her kadın için, zevk için bile olsa bir erkeklerin kavrama sınırları dışarısında kalan özellikte bir eylem. Yani kadının kafası rahat olmadıktan sonra kendi bekaret kemerini her istediği zaman ototmatik olarak giyebiliyor. Buradaki tek sıkıntı bu kemerin erkek tarafından görülemediği için zaman içinde çeşitli sorunlara sebebiyet vermesi ki bunlardan birisi cevherin anahtar deliğinde sıkışıp kalmasıdır !

Erkekler saldırmaya o kadar odaklı ve programlı ki çoğumuz, ön bile sevişmeden hemen harekete geçmeye eğilimliyizdir. Kadın kısmısı da bir noktaya kadar aslında çok fazla dizginleri ele almamakla beraber, erkeklerin duracakları noktayı dalından gül kesiyormuşçasına bildiklerini sandıklarından müdahele zamanları biraz yersiz olur.

Hatta kimi zaman hal öyle bir noktaya geliyor ki kadın da erkek de yatakta don sütyen gibi her türlü engeli aşmış olmalarına rağmen kadın bir anda noktayı koyabiliyor. İşte gerçekten recmedilmesi gereken kadın budur sevgili okuyucalar. İki binli yıllarda hala nasıl böyle bir vahşete izin verildiğinin haklı olarak tartışıldığı günümüzde bu ceza çok yanlış bir şekilde uygulanıyor gerçekten de....

Erkeğini bir ispanyol boğası şehveti ile azdırıp da son anda hayır diyen kadını yaşatmazlar işte. Bu kadın ulu bir kadın olabilir, bilge bir kadın olabilir ancak o noktada duygularını çoktan unutmuş olan erkekleri kendi seviyesinde görmemelidir. Verecekse vermeli, vermeyecekse o boğaya kırmızı bayrağı göstermemelidir.

------

Burada esas konu kadınların erkeğe çektirdiği eziyetlerden ziyade nasıl olup da kendilerini bu kadar tutabilme yeteneklerine sahip olduğudur. Yukarıda bahsettiğim türden örnekler benim başıma gelmedi diyen varsa ya Brad Pitttir ya da siktirsin gitsindir. Ama gelin görün ki biz erkeklerin o kadar yoldan çıktığı bir noktada kadınlar nasıl olup da kendilerine bu kadar hakim olabiliyor ben bunu çözemedim.

En prensesinden en seks manyağı kadınına kadar hepsi istemedikleri anda anın büyüsü sadarazamın sol t..ğı neyiteni bırakıp gidebiliyor. Herşey tamam, seçen taraf kadın olabilir, uygulayan taraf da kimi zaman kadın olabilir ama tam o noktada bırakıp giden taraf nasıl olabilirler?

Durum ne olursa olsun kadınlar biz erkekleri ellerinde çok iyi oynatıyorlar sevgili Yakocanlar. Yatakta, mutfakta, hayatta, her yerde. Bu en basit olay bile kadınların bizleri nasıl oyunlarla nasıl dize getirebileceğinin bir göstergesidir. Hayatımda bir kere de o noktada kadın istedi, ben yapmadım diyen bir erkek varsa çıksın gelsin ellerinde öpeceğim; sonra da yakışıklı bir ibne arkadaşımla tanıştıracağım.

Sonuç olarak bir kez daha bu kurnaz cinsin önünde boynumuzun bükük olduğu gerçeği suratımıza bir tokat gibi çarpıyor... Bu zavallılık yüzünden de erkek yapınca kahraman, kadın yapınca o... oluyor.. Ne kadar acınaklı...

Herşeye rağmen kahramanlar biziz :)



Sevgiler saygılar

Yakonuz
yakolugunler@gmail.com

28 Kasım 2010 Pazar

28 Kasım 2010, I, Alkol Sonrası-İzlenimler ve Deneyimler





Hepimizin başına alkoliklerin her gün yaşadığı komik durumlar illa ki gelmiştir. 
İslam dinince haram olan, modern tıpta ise hayat kurtaran alkol; sosyal hayatta ise vazgeçilmez bir kader arkadaşıdır.

Nice aşklar, nice arkadaşlıklar alkol sayesinde başlar. Ya da biter. Bir düşünün, eğer hayatınızda alkol olmasaydı dün gece yattığınız kadın ya da erkek, olacak mıydı ? 
Karaciğere bakan doktorlar para kazanacak mıydı ? 
Kırdığınız cevizlere bahane bulup kaçabilecek miydiniz ? Kim bilir kaç büyük kavga "alkollüydum" kisvesinde hiç çıkmadı, düşündünüz mü ? Kaldı ki böyle bişeyi düşünüyorsanız, çok normal bir insan değilsiniz demektir.

Ama Yakonuz sizin için tüm bunları düşünüyor işte. 

---------

Alkol iyidir, hoştur ve hatta güzeldir ancak kötü bi yanı vardır. 
Bu kötü yanın sağlıksızlıkla bir alakası yoktur, çünkü alkol çok sağlıklı bir şeydir. Sağlıksız olsa en çok kullanılan sektörlerden biri tıp olmazdı.

Alkolün kötü yanı, bir sonraki gündür...

Bir erkek gözü ile biraz kendimden, biraz da eşten dosttan harmanladığım bir takım durumları ve alınacak önlemleri paylaşmakta fayda olduğunu düşünüyorum.


Tüm gece içki içilip sabaha karşı eve dönüp yatılır. Güzel bir uyku uyunur. Kalp hızla atıyordur. Gözlerinizi hafif açarsınız ki saat sabahın altısı filandır. Zaten muhtemelen beşte yatılmıştır. Alkol böyle uyutmaz adamı. Gözler açıldıktan sonra alkolun sonraki günü başlar...
---------

Başa gelebilecek en kötü üçüncü olay, gözlerinizi açtığınız zaman yanınızda bir kadın olması. Şayet bu kadın karınız ya da kız arkadaşınız ise pek sorun yok ancak tanımadığınız bir kadın ise bazı tedbirlerin alınması canınızı daha az yakacaktır. Bir kere, önce durumu verimli bir şekilde değrlendirmek adına, şayet varsa, sabah ereksiyonu problemi sorgusuz sualsiz halledilemelidir. Sonrasında isim, soyad ve kimlerdensin kısmına geçilmeli ve alınan cevaplar tatmin edici değilse kibarca bir pazar toplantısı uydurulmalıdır. "Seviştik mi?" gibi bir soru sormak başınızı sadece daha çok belaya sokacaktır.

Başa gelebilecek en kötü ikinci olay ise bu kadının ya bir gudubet olması, ya da bir arkadaşınızın sevgilisi olmasıdır. Her ne kadar "alkollü" olursanız olun ikinci durumda kurtulma şansınız pek yoktur ancak birinci durumdan, hiç düşünmeden, sabah ereksiyonu kendi kendinize iyileştirmek sureti ile sıyrılmak elzemdir.

Tüm bunlar olup biterken arkada bıraktıkları pılı ve pırtılar toplanmalı ve bir lost&found köşesi yapılmalıdır. Hangi kadının ne zaman geleceği ya da eşyasını sormak için arayacağı asla bilinmez. Artıkları atılmamalıdır, saklanmalıdır ancak üçüncü ayın sonunda zaman aşımına uğramalıdır ki bir sonraki gelen bayan faydalanabilsin. O kadar da bencil olunmamalıdır.

Başa gelebilecek en kötü olay ise yanınızda bir erkek ile kalkmaktır (ibneleri tenzih ediyorum lütfen alınmasınlar). Şayet böyle bir durum söz konusu ise o güne kadar ki tüm günahlar için töve edip yeni hayata bismillah denmelidir ki artık dönüşü olmayan bir yola sapılmıştır.

-----------

Tüm bunları atlatıp da güne gerçek anlamda merhaba denilebilmiş ise şayet, yoğun bir baş ağrısının dışında vücudun çeşitli bölgelerinde pörtlemiş morluklar ile karşılaşılacaktır. Bermuda şeytan üçgeni, Tunguska Olayı ya da Konya ovasındaki obruklar gibi açıklanamaz görünen bu morluklar, bir önceki gece sarhoşluktan kaynaklanan dikkatsizlikten dolayı meydana gelen düşmelerden ya da çarpmalardan ortaya ıkarlar. Bir diğer ihtimal de birisiyle yiyişmenin dozajını kaçırmış olmaktır ki, mümkündür.

Gün boyunca yediğiniz hiçbir yemek, içtiğiniz hiçbir meşrubatın çizgisini bozamayacağı ağız içi durumundan bahsetmek son derece yersiz bile. Üzerinizde fazladan otuz kilo varmış sersemleğinin yanına bir de bu ağız durumu eklenince iyice hayattan soğuyup damacanayla su içmek istense de, bir sonraki güne kadar bu duruma alışmak depremle yaşama bilinci ile aynı paralelde irdelenebilir.

Bu arada telefona bakılmalı ve yapılan aramaların ve atılan mesajların üzerinden geçilmeli, gerekirse bir analizi yapılmalıdır. Buradaki önemli nokta eski sevgili aramaktan ziyade yatmak için aranılan kadınlardan gün içinde kibarca özür dilenmesidir ki yoksa o kadın bir daha gelmez. Şayet erkek aranmışsa, bu kişide gerçekten ciddi bir bozukluk olduğu düşünülür.

------------

Muhtemelen beden erkenden pes edip vucudu uykuya sürüklemek isteyeceğinden, bol işeme ile geçen bu gün hemen erkenden yatakta noktalanacaktır. Genelde pazar akşamına gelen bu noktalanma seansları yalnız başına hiç çekilmez. Herkesin yaşadığı pazar sendromunu alkolikler organik pazar sendromu olarak yaşarlar ve hiç çekilmez.
Ve iyi haftalar :)


Sevgiler Saygılar

yakonuz
yakolugunler@gmail.com


25 Kasım 2010 Perşembe

25 Kasim 2010, I, Seks

Bugun genel anlamda seksi irdeleyelim, ilerleyen gunlerde alt kategorileri de acariz.

Ergenlik donemini tamamlamis hangi insan seksi sevmez ki? Aslinda bu genelemme her iki cins icin de gecerli, sadece erkekler icin konusuyor olsaydik dusunmeden " kim seksi sevmez ki? " diye girebilirdik.

Hatta o kadar ki cinsiyeti erkek olan bir arkadasim soyle derdi, " ben seksi cok severim, seks olsun beni s.ksinler.."

Ben de bir erkek olarak seksi sevme boyutunu o mertebeye tasimamis olsam da halim ve gucum oldukca cok seviyorum. Zaten sevmesem bugune kadar bin besyuz kadinla beraber olmazdim.

Yukaridaki yalana inanan volduysa sayet, yazinin devamini okumasa da olur. Kaldi ki bu sayi bini gecmemekle beraber hepsinden alinan zevk ve herkes ile yasanan seyler eylemi o kadar farklilastiriyor ki, nasil ki yanlis icki kusturur, yanlis kadin da hayata kusturur.

--------

Bir kere erkeklerin bu isi ihtyac olarak yapabildikleri ama kadinlarin mutlak surette bir seyler h issetneleri geyigi yillar yili yalan yere literaturu mesgul etmistir bunu bilin. Her erkek icin otuz bir cekmekten daha iyi noktasinda bir kadin oldugu inanci yanlistir. Biz erkekler de bir kadinla beraber olmadan once, sayet kanimizda cok alkol yoksa, bir cok unsuru degerlendirebiliriz. Keza kadinlar da erkeklerin hayallerinde kurduklari kadar masum olmamakla beraber, otuz birden iyidir mantigi ile de erkeklere saldirmazlar. Saldiranlari da olabilir ve fakar onlarin da kendilerini tatmin ettikleri ihtimalini pek goremiyorum.

Hal boyle olunca insanlar daha az cekinerek ve daha cok arzulayarak birbirleri ile beraber olmaya basliyorlar ve bu da beraberinde her bollukta oldugu gibi boklugu getiriyor. Ciddi bir seks enflasyonu soz konusu olunca karsilikli olarak beklentiler de artiyor.
Neredeyse herkesin cinsel organinin herkesin cebinde oldugu bir donemde partnerlerin birbirlerine olan yaklasimlari da ya cok talepkar oluyor ya da temkinli.

Cinsellikle ilk tanistigimiz zamanlari bir hatirlayalim. Bes dakikalik sevismenin muhtesem olarak nitelendirildigi, partnerinizin ufak bir dokunusu ile donlari delen o yavrucagizi... Her an her dakika birbiri ile butunlesmeye hazir iki yavrucak, nasil olur da gunumuzun her gun baska bir aygir ile vakit gecirmeye megilli insanlari ile kiyaslanabilir? Pekiyi bu beraberinde neyi getiriyor? Bayagiligi getiriyor tabi ki de.

Insanoglunun doyumsuzlugu goz onunde bulunduruldugunda her zaman daha fazlasini istemenin dogamizin bir parcasi oldugunu gormek cok da zor degil. Nasil ki elde edemedigimiz sey bizim icin degerli, bir seyi ne kadar cok etken bir sekilde gerceklestirince o seyin degeri de bir o kadar dusuyor. Neredeyse herkesin yatak detaylarinin ifsa oldugu gunumuzde sekse tekrar deger katmak icin elimizde cok onemli bir koz var ve bunu kullanmamiz lazim. OGLAK BURCU.

Hicbir sekilde kendini hayata verme yetenegi olmayan bu burc biliyorsunuz seks soz konusu oldugu zaman da son derece sevimsiz ve eylemsizdir, dolayisi ile bundan sonra dunyaya getirilefek insanlar oglak burcu diliminde dogacak sekilde ayarlanabilirse eger, seks tekrardan degerli bir hal alabilir. Yeni evli ciftleri cok yormadan tarihleri de verelim : subat 12-mart 12 tarihlerinde sevisilip tutturulursa cocuk oglak burcu olacaktir.

Oglak sayisinin az oldugu(allahtan) gunumuz dunyasinda ise seks, asiri uygulanma sonucu degerini yitirmis ve insanlari farkli sapkinliklara acik hale getirmistir. Uzun zaman bir arada olan ciftlerin birbirinde sogmasi, kisa zaman bir arada olan ciftlerin ise vir daha birbirlerini gormemesi icin gerekli olan butun zemini saglayan bu sartlari belki de goz onunde bulundurup kendi adimiza geri adimlar atmak gereklidir belki de.

Iki tiklama ile porno ulasiminin olmadigi, seksin ve bilginin bu kadar ayaklar altinda olmadigi yirmi sene once durum boyle degildi sanirim. Bir keresinde bu konuyu konustugum cok sevdigim doktorum " bizim nesil ac buyudu hocam!!!" diye serzenislenmisti bana. Hakliydi da. Aclardi ac olmasina ama, o yuzdem yedikleri her yemegi de hakkini verip yiyorlardi.

Gunumuz seks dunyasinda iyi olmanin, heyecanli olmanin kriterleri de, citlari da cok yukseldi. Dunyada herseyde oldugu gibi bu konuda da bir yukselis yasanmasi cok anormal degil belki ama insanlarin en azindan kendi ozellerini degerli kilmak adina biraz daha dikkatli olabilecekleri de ortada.

Sonra ne alaka diyeceksiniz belki ama, duzgun kizlar, duzgun erkekler yok piyasada deniyor. Dogru vermeyi de, dogru almayi da biliyor muyuz acaba.

-------

Seks denen olay tek vucut olmak demek. Nihayetinde kadin ve erkek birbirleri ile kenetleniyor, ortak bir zevk yasiyorlar( buradaki ortaklik yapisi: erkek%80, kadin%20). bastan asagi vucutlarinin kivrimlarini taniyip birbirlerinin terini( ve hatta baska sularini) tadiyorlar. Bu kadar ciddi bir yakinlasma ne kadar zevk icin olursa olsun bu kadar basite indirgenmemeli. Tum kadinlar memeli.

O yuzden sanmayin ki biz erkekler de kor gozum her onune gelen kadina atlamaya hazir asker bekliyoruz. Bizim de karsilanmasi gereken bazi kritlerlerimiz var.

Biz de sanmayalim ki siz kadinlar beyaz atli prens pesindesiniz. Hatta atsiz siyah erkek pesinde oldugunuz zamanlar bile oluyor.

Bu durumda ortada bulusalim, ne yapiyorsak layigi ile yapalim.


Sevgiler saygilar

Yakonuz

yakolugunler@gmail.com

22 Kasım 2010 Pazartesi

21 Kasım 2010, I, Kendi Deneyimlerimden Burçlarına Göre Kadınlar, Spor Salonunda

Bugün 21 Kasım 2010 Pazar. Hep berabar birinci ayımızı doldurduk. 

Havyan doldurmak gerçekten çok zor işmiş. Özellikle söz konusu hayvan ayı ise bayağı vakit alabiliyor. Son derece cüsseli olan bu hayvan öyle iki üç günde dolmuyor.
------

Burçlardan devam ediyoruz. Günümüzün olmazsa olmazlarından spor merakı ve hangi burcun kadını, hangi spor salonuna gider? Nasıl antrenman yapar? Ne yer, ne içer?


---------

KOÇ

Maymun iştahlı koç kadını spor salonlarının en sevdikleri müşterilerdendir. Bu burcun kadını bir heves spora yazılır ve bir daha gitmez, ya da her pazartesi yeniden gider. Dolayısı ile klübe çok bir zararları olmaz. O gittikleri pazartesi de her türlü aletin başında deneme çalışması yapıp, spor namına kendi bünyesine bir fayda sağladığı konusunda kendini kandırır. Dışarıdan bakıldığında spora meraklıymış gibi görünen koç kadını, aslen düzgün fiziğini yoğun seks egzersizlerine borçludur. Bol yıldızlı spor salonlarını tercih ederler ve spora gittikleri o bir günde de en yoğun saati tercih ederler ki spor yapıyor izlenimi versinler. Spordan sonra bilimum abur cubura saldırırlar.



BOA

Sporla yakından uzaktan alakası olmayan idealist boğa, hayatındaki önceliği çoktan kariyer ya da bir diğer konuya kanalize etmiştir. Yine de her boka oldukları gibi bu spor olayına da maydonoz olmadan duramayan boa burçları, spor salonuna yazılmak yerine son derece beceriksiz oldukları bir takım aktiviteleri kırk yıllık sporcu edası ile açıkhava gibi alanlarda gerçekleştirme eğilimindedirler. Boa kadını zaten doğası itibarı ile çekici olduğundan vucuduna çok yatırım yapma gerekliliği yoktur ancak bir yaştan sonra sağlık endişesi ile başlayacağı yarım yamalak bir spor programı onu komik duruma düşürürken, sağlığına iyi gelecektir.


İKİZLER

Dengesiz ikizler spor söz konusu olduğunda hassas bir dengeye gelecek ve kendini kandırmak için oyun üzerine oyun düşünecektir. Sporun gerekliğliğini bilen ve bunu yapmadığı için kendini her daim suçlu hisseden ikizler kadını, nasıl olup da kendisi için "spor yapıyor" dedirtebilmek için yollar bulmaya çalışmaktadır. Üstelik "spor yapıyor" diyen yine kendisi olacaktır. İlk kez gittiği bir şehirde kaybolan mazlum turist edası ile spor salonunda da oradan oraya sersem bir şekilde dolaşan ikizler kadını, tesiste geçirdiği süreyi uzatmak adına sözde sporu bittikten sonra güzel ve köpüklü bir duş ile kendini oyalayacaktır. Elitist ikizler kadını hem yakın arkadaşlarından uzak olmamak için hem de yeni insanlarla tanışabilme ihtimalini kaçırmamak için bir kaç spor salonuna birden üye olabilir.

YENGEÇ

Hisli yengeç bir ev kurup da çoluk cocuk sahibi olana kadar spor salonlarında boy gösterecektir. Biz erkekler bench press sehpahasının altında can verirken ya da koşu bandında dilimiz dışarıda koşarken bir kenarda oturmuş etsiz tostunu yiyip bitki çayı içen kadın, yengeç kadınıdır. Spora yapmaya çalışan diğer kadınlara salça olup onları da yemeğe dahil etmeye çalışırken asıl amacı erkekleri kendine saklamak ve ideal koca adaylarını tayin etmektir. Kalabalık saat gittikten sonra yirmi dakikalık bir program ile ihtiyacı olduğunu düşündüğü egzersizi yapıp, başka bir yere yetişmek için hızlıca hazırlanıp salonu terk edecektir. Bu burcun mensupları tek bir spor klübü ile yetinmeyip en pahalısından bir kaç salona üyedirler.

ASLAN

Soyunma odalarında dik memelerini cesurca sallayıp çırılçıplak dolaştığı rivayet edilen kadın aslan kadınır. Hatlarını belli etmekten imtina etmemek adına taytlar ya da kısacık şortlar giyen bu kadını, çılgıncasına spor yaparken toplamış saçlarından ya da çatal bölgesindeki terden tanıyabilirsiniz. Aslan kadını günde üç dört saat spor yapabilme potansiyelinde olmakla beraber, kişisel çalışmalarını tamamladıktan sonra bir kaç da grup dersine girmeyi ihmal etmeyecektir. Tüm bunların sonunda sizler eriyip bitmişken bu kadın enerji saçar halde yemeğini yiyiyordur, üstelik yediği yemek son derece doyurucu ve kalorilidir. Spora bahanesine bu kadınlarla tanışmak son derece kolaydır çünkü bir şeyleri doğru yapabilmek adına hiçbir samimiyetten kaçınmazlar. Güzellerdir. Her türlü spor salonunda görünebilirler.


BAŞAK

Spor yaparken yanında üç havlu taşıyan kadınlar dikkatinizi çekmiştir. Bu kadınlar başak kadınlarıdır. Birinci havlu spor yapılan makineyi temizlemek için kullanılır. İkinci havlu terini silmek için, üçüncü havlu ise terinin terini silmek içindir, nitekim bu kadınlar spor yaparken terlemezler. Bu kadar antrenmana nasıl terlemedikleri bir muamma olmakla beraber soyunma odasında da üç adet çanta ile boy gösterirler. Bunlardan birisi kirli çantası, diğer temiz çantası ve üçüncüsü de kozmetik çantasıdır. Terlik unutmak gibi bir durumları söz konusu olamaz. Nizami spor yaparlar. Mutlaka kişisel eğitmenleri vardır. Çalışma saatleri bellidir ve bunun dışına çıkmazlar. Bu kadınlarla tanışmak için onların uyguladığı programlar yapılmalıdır çünkü spor saatlerinde gözleri başka bir şey görmeyecektir. Spor sonrası duş almaları, hazırlanmaları bir buçuk saat kadar sürebilir. En temiz, en iyi işleyen spor klübüne üye olurlar.



TERAZİ

Koşu bandında on iki kilometre hız ile yarım saat koşup ondan sonra öteki sallanılan makinede yirmi dakka çılgınca çalıştıktan sonra ara vermeden kürek çeken ve üzerine iki tur ağırlık dönen terazi kadını, tüm bunlara rağmen fazla kilolarından her zaman şikayet eder. Güzel ve balık etli olmalarına rağmen kendilerini beğenmek konusunda güçlük çeken bu kadın sporunu yaparken sosyalleşmeyi ihmal etmeyen , koşu bandından el sallarken düşen tiptir. Dağınık terazi bir çok zaman spor eşyalarını unutur, birilerinden bir şey ödünç alır ama sonunda yıkar ve getirir. Her zaman spor yapmaya hazır olan bu burç kadını müşterek spor teklifi ile kandırılabilir ancak soyunma odasından çıkması için küçük bir gün kadar beklemek gerekir çünkü muhtemelen arkasını toparlayamıyordur. Bütçelerine uygun, kaliteli kulüpleri tercih ederler.




AKREP

Üst tarafta sadece memeleri kapayan, altında ise poposunun içine kaçmış, kıvırcık saçlarını terle savuran ve yuvarlak kıvrımları ile inlercesine spor yapıp tüm gözleri üzerine çeken bu yarı çıplak kadın akrep burcu kadınıdır. Sporu bir sanat edası ile yapan bu kadını seyretmek, erotik bir film seyretmekle aynı zevki verir. Doğru zamanda doğru yerdeyseniz bu kadına bir kaç esneme hareketinde yardımcı olmak üzere davet almanız son derece olasıdır. Esnerken erekte olmaktan kaçınmak için bu iş en yorgun düşüldüğü zamanda yapılmak durumunda olsa da çok mümkün değildir. Geç saatlerde spor salonlarını çeşitli fantezilerine alet etmek için kullandıkları da duyulmuştur. Genellikle popüler salonları tercih ederler.






YAY

Spor düşkünü canlı yay kadını obsesif bir şekilde poposunu şekle sokmak isteyen kadındır. O adım basılarak çalışan aletin üzerinden inmezler. Saatlerce orada ter attıktan sonra erkeklerin çalıştıkları bölgeye gidip belli belirsiz hareketler yaparlar. Hemen her yay kadını spor yaparken sakatlanır, sakatlık anında yanında olursanız bu kadınla bir şeyler yaşama şansınız doğacaktır. Hayat dolu yay kadını spor bittikten sonra bir o kadar vakti salonun kafesinde etrafındaki insanlara laf atarak geçirecektir. Evine yakın yerleri tercih eden yay kadını soyunma odasına uğramadan terli terli evine yürüymeyi tercih ettiğinden genelde hasta olur. Spor salonlarının yanında açıkhavayı da çok seven yay kadını beceriksiz ancak azimli bir sporcudur.




OĞLAK

yedek klubesi













KOVA

Kova kadınları alternatif sporlar ile bir amaca ulaşacaklarını düşünecek kadar saf kadınlardır. Bu kadınların normal antrenman programlarını uyguladıkları pek görülmemekle beraber pilates, yoga, yoga fit, tai bo, tai chi, mo chi, pu chi gibi yöntemler ile sağlık peşinde koştukları söylenebilir. Yemeğe çok düşkün olduklarından hayatlarındaki güzellik dengesini spor ile kuracağını düşünen bu burcun kadını, konvensiyonel yöntemleri yapamaycak kadar üşengeç olduğundan bu alternatif programlara yönlenmiştir. Salonda geçirdikleri vakti sevmeyen bu kadınlar çarçabuk programlarını bitirip gitmek taraftarıdırlar. Cafe'de oyalanmak gibi bir derdi olmayan bu kadın muhtemelen evine en uzak bir spor salonuna üyedir. Genelde otellerin spor salonlarını tercih ederler, gözleri de kimseyi görmez.




BALIK

Spora duygu katmak balık burcu kadınının işidir. Başarısız olup makinelerin başında göz yaşı dökmek de bu burcun kadınının işidir. Sürekli olarak etrafındaki erkeklerden yardım isteyen balık kadını kendisine uygun programı asla bulamadığı ya da bulsa da beğenemediği için vücut şekli olarak pek bir sonuca gidemez. Azimle spora başlayıp çoğu zaman yarıda bırakan bu kadının, erken gelen açlığını en yakın zamanda gidermek niyeti ile salonu terketmesi muhtemeldir. Soyunma odasında kavga çıkarıp hırsızlık yaptığından şüphelenilen bu kadın sauna, buhar, masaj gibi romantik eklentilere de son derece düşkündür.  Bir arkadaşının peşinden kendisine uzak bir mesafedeki salona yazılmış olan balık kadını, aslında pembe boyalı ve romantik ambianslı klüpleri sever ki, öyle bir klüp yoktur.

--------

Kadınsız spor salonu spor salonu değildir, o zaman sadece spor yapılan bir yer olur ki, aygır erkeklerin bastıkları iğne sayısı an itibarı ile iki katına çıkabilir.

Kadın salonun gülüdür, motivasyon kaynağıdır. Üstelik her an ona yardımcı olacak bir erkeğe ihtiyaç duyabilir.


Sevgiler Saygılar

Yakonuz
yakolugunler@gmail.com