12 Ağustos 2011 Cuma

12 Ağustos 2011, İlişki ve Uçaklar

Sevgili YakoCanlarım,

uçaklar uçurması kolay aletler olsalardı, uçurmak için iki pilot ve bir de uçuş mühendisine ihtiyaç olmazdı. ben bu uçuş mühendisi denen adamın ne yaptığını hiçbir zaman anlayamamışımdır; her uçaklı filmde olmasına rağmen pilotların arkasında duran muavin kılıklı formalı bu şahsiyet, boş boş düğmelerle oynar.

ilişki dediğimiz şey de bir çok şeye benzetilse de, en gerçekçi benzetmenin uçak olduğunu düşünürüm. aralarında o kadar çok benzerlik vardır ki.

bir kere ikisini de uçurmak için iki kişinin kontrolu gereklidir. ipler tek bir kişinin elinde kaldığı anda durum son derece tehlikeli bir hal alır. filmlerde gördüğümüz, kuleden yardım alıp uçak indiren kahraman pilot modeli, psikoloğundan danışmanlık alıp ilişkisini kurtarmaya çalışan birey modelidir ki, bunun da ne kadar zahmetli olduğunu her film seyircisi bilir.

ikisi de ayağınızı yerden keser; birisi bunu mecazi olarak yaparken birisi gerçekten yapar.

her ikisinde de kazalar en sık kalkarken ya da inerken olur. ilişkide de olduğu gibi inerken olan kazalar çok daha sıkıntılıdır çünkü doku yumuşamıştır.

bir çok insanın uçak korkusu olduğu gibi yine bir çoğunun ilişki korkusu vardır. bu iki korku da üzerinden gelinmesi oldukça zor korkulardır ancak bir kere yenilip de karar verildi mi ikisi de hayatınızı tahmin etmeyeceğiniz derecede kolaylaştırır

uçaklarda da kadınlarda da can yelekleri koltukların altındadır.

her ikisinde de para sahibi oldukça mevkiniz artar.
motor arızası her ikisinde de büyük sıkıntı çıkarabilir.

ne işe yaramadığını düşündüğümüz uçuş mühendisi gibi yine ne işe yaramadığını bilmediğimiz bir arkadaş kimi zaman ilişkiyi kurtarabilir.

kazasız belasız atlatıldığında her ikisinin de sonunda bir koridor ve yanlarda alkışlayan insan grubu vardır.

dahası en en sonda kapalı bi yerden çıkan insanlar vardır

kısacası her ikisi de bir yolculuktur sevgili YakoCanlarım; tıpkı hayatın da bir yolculuk olması gibi. yolculuğunuzu nasıl geçireceğiniz biraz sizin imkanlarınız, biraz da hayatın karşınıza çıkardığı tesadüfler ile alakalıdır. biletinizi üst mevki alabilirsiniz ama yanınıza kimin oturacağını seçemeyebilirsiniz.

doğru eşi seçtikten sonra en jumbo uçağı bile uçurmak mümkündür düşüncesindeyim.
yeter ki korkunuzu yenin.


sevgiler saygılar
Yakonuz
yakolgunler@gmail.com


10 Ağustos 2011 Çarşamba

10 Ağustos 2011, Kaka Yaptıktan Sonra İz Bırakmama Yolları

Sevgili YakoCanlarım,
uzun bir zaman oldu öyle değil mi?
evet öyle...

bugün kafamda parlayan bir fikir ile sizlerle yeniden bir araya gelmeye karar verdim. biliyorum ki hepiniz beni çok çok özlediniz. alın size ben...

bugün yapılan kakalar ve sonralarından bahsetmek istiyorum; konu ilk başta kulağa mide bulandırıcı gibi gelse de; bir çok mide bulantısının sonucunun da bu konunun müsebbibi olduğu gerçeğini unutmayın lütfen.

hepimiz yemek yemeyi çok çok seviyoruz. öyle ki yemek yemememiz ya da kontrollu yememiz için para verdiğimiz ve beslenme uzmanı adını verdiğimiz insanlar bile var. gerçekten de iştah açıcı bir yemek karşısında iradeye hakim olmak ne kadar zordur herkes bilir. yemek güzeldir ama sonrası güzel midir ? elbet ki o yemek sindirilecek ve nihayetinde iki bacağınızın arasından çıkıp okyanusun derinliklerine ilerleyecektir.

güzelimiz çirkinimiz, şişkomuz incemiz, zenginimiz fakirimiz... hepimiz sıçıyoruz sevgili YakoCanlarım. bu bok denen meret de sofrada durduğu gibi durmuyor ki... malesef ki çıkarması kadar sonrasında bıraktığı izler de hakkımızda oluşturulacak intibalara etikili oluyordur elbet...

yeni bir sevgilinin yanında, bir iş toplantısında, ortak bir evde, otelde... dahası misafir gittiğiniz bir yerde.. hep sizde sonra o tuvaleti kullanacak kişiyi düşünmek zorundasınız.
malesef ki en büyük özgürlüğümüz olan yediğimizi çıkarma eylemimiz bile toplumsal sınırlandırmalar ile şekillendirilmiş ve kimi zaman bir utanç malzemesi olacak kadar ileri gitmiştir.

tabi biz YakoCanlar utanmayız. bunun için de usturuplu sıçarız. bu gibi ortamlarda rezil olmamanız için size bir kaç tüyo aktarmak isterim.

birincisi kadınların yeni erkek arkadaşlarının yanında uyguladığı taktik olan işerken ve sıçarken musluk suyunu açık bırakma yöntemidir ancak bu yöntem gereksiz su israfına sebebiyet vermesinden ve kadınların kendi boklarının hafif olduğundan dolayı böylesi bir sus sesi ile gölgelenebildiği yanlış inancından dolayı doğru değildir. kaldı ki kadın kakasının bile sesini bastıramayan su, erkeğinkinin yanında bir şelale olmadıkça hiçbir işe yaramayacaktır. kaldı ki her şelalenin de işe yarayacağı garanti değildir.

kakanın son noktası poponun son noktasından çıkıp da klozet suyuna düştüğü anda sifonu çekin. bu olay, bokun oksijen ile temas edip füzyona sebebeiyet olma olayını minimuma indirecek ve sonrasındaki koku bırakımını en aza çekecektir. unutmayın ki sıfırlamayacaktır

yine akıllı kadınların buldukları ve mantıklı bir çözüm olduğunu düşündükleri, ortamdaki bir deodorant ya da parfümü bok kokusunun kaldığı havaya sıkma çözümü vardır ki, havuzda işenildiğinde etrafınızda mavi yuvarlak oluşacağı gizemi gibi olmanın ötesinde; bok ve parfüm birbirine karıştığında ciddi anlamda ben burdaydım imzası atılmış demektir. koku zerrecekleri, gidecekleri varsa bile bok koku zerrecekilerine beraberlerinde taşıyacaklar ve daha etkili ve daha dayanılmaz bir koku oluşturacaklardır. kaldı ki ortamdaki koku artık ne bok ne de parfüm kokusudur... iksinin bileşkesi olan tarifsiz bir havadır solunan...

su bazlı oda kokuları işe yarayan bir çözüm olabilir ancak gittiğiniz her yerde bunlardan bulma olasılığınız düşüktür.

dumanı çeken tütsü bok kokusunu da çekicektir. nitekim muhtemelen kakanızın kokusunun da dumandan bir farkı yoktur. bu yeöntem de ilginç gelebilir belki; keza tütsü bulma ihtimaliniz oda kokusu bulma  ihtimalinizin yanında çok daha düşüktür.

imkanınız varsa ve sifon zamanlamasında geciktiyseniz derhal duşa girin. duşta kullandığınız bilimum mis kokulu kimyasallar (vücut jeli, şampuan, tüy dökücü krem), geçen zamanın da etkisi ile banyonun içindeki kokuyu bastıracak ve ortamda nötr bir hissiyat yaratacaktır.

tüm bunlar bir işe yaramıyor ise ya özel bir durumunuz vardır ya da ömer donat gibi cüsseniz.

özel durumlar; ishal... bilim dünyasının yüzyıllardır çare bulamadığı tek konu kanser değildir sevgili yakocanlarım. ishalli bok sonrası klozetin ve tuvaletin durumu da bilimin karanlık sayfalarında yerini almıştır. ishalli bok hiç ummadığınız bir anda sizi yakalar ve çıktığı anda şarapnel parçaları halinde dağılır. o andan itibaren ortamdaki kokudan mı yoksa kamuflaj elbisesine dönmüş klozetten mi utanacağınızı şaşırırsınız. etraftaki tüm temizlik ve hijyen malzemeleri ile durumdan kurtulmaya çalışın. tuvalet kağıtlarını dikkatli kullanın çok fazlasını aynı anda sifonlarsanız rezalet iki kat artabilir.

çalışmayan sifon... her ne kadar sonunu düşünen kahraman olamaz demişlerse siz ilk girdiğiniz tuvalette önce bi sifonu test edin.. bir kere oturduktan sonra gerişi olmayan bir yoldur...

tüm bu tavisyelere uyarsanız sevgili YakoCanlarım, mümkün olduğu en yüksek mertebede karizmanızı korursunuz. uzun zamandan sonra ilk yazımda bu kadar uzatmak istemezdim fakat konu hassas...

sevgiler saygılar
yakonuz
yakolugunler@gmail.com